Aydınlanma Dönemi

Aydınlanma Dönemi, 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’da ortaya çıkan bir düşünce akımıdır. Bu dönemde, insanların akıl ve bilgiye dayanarak düşünmeleri, sorgulamaları ve eleştirmeleri teşvik edilmiştir. Aydınlanma Dönemi, bilimsel ve felsefi düşüncelerin yayılmasına ve toplumsal değişimlere yol açmıştır.

Aydınlanma Dönemi’nin temel felsefi prensipleri arasında akıl, özgürlük, eşitlik ve insan hakları yer almaktadır. Aydınlanma filozofları, insanların doğal haklarına saygı duyulması gerektiğini savunmuşlardır. Bu dönemde, despotizm ve dini otoriteye karşı çıkılmış, hükümetlerin ve kilisenin gücünün sınırlanması gerektiği vurgulanmıştır.

Aydınlanma Dönemi’nin alt başlıklarından biri “Bilimsel Aydınlanma” olarak adlandırılabilir. Bu dönemde bilim ve akıl, toplumun ilerlemesi için önemli bir rol oynamıştır. Bilimsel yöntemlerin kullanılması, gözlem ve deneylere dayalı bilgi üretimi, Aydınlanma Dönemi’nin en önemli özelliklerinden biridir. Bilim, insanların doğayı anlamalarına ve teknolojik gelişmelere yol açmıştır.

Diğer bir alt başlık ise “Felsefi Aydınlanma” olarak adlandırılabilir. Bu dönemde, felsefe ve düşünce özgürlüğü ön plana çıkmıştır. Aydınlanma filozofları, dogmatik düşünceleri reddetmiş ve insanların kendi düşüncelerini özgürce ifade etmelerini savunmuşlardır. Felsefi Aydınlanma, rasyonalizm ve empirizm gibi felsefi akımların gelişmesine katkıda bulunmuştur.

Aydınlanma Dönemi’nin etkileri günümüzde hala hissedilmektedir. Bu dönemde ortaya çıkan düşünceler, demokrasi, insan hakları ve bilimsel yöntemlerin yayılmasına katkıda bulunmuştur. Aydınlanma Dönemi, insanların düşünce özgürlüğüne ve akıl yürütme yeteneklerine vurgu yaparak, toplumsal değişimlere ve ilerlemeye zemin hazırlamıştır.

Aydınlanma Dönemi

18. yüzyıl Aydınlanma Dönemi olarak kabul edilir. İnsan, kendi aklıyla yapmış olduğu gözlemlerle ve denemelerle hayatını aydınlatmaya girişmiştir. Bu dönemde düşünce ve değerlendirme, geleneklere bağlı olmaktan kurtulmuştur. Dönemin en özelliği şüphedir. Şüphe bilimin başlangıcıdır. Hiçbir şeyden şüphe etmeyen bir insan hiçbir şeyi tetkik edemez hiçbir şeyi tetkik etmeyen hiçbir şeyi keşfedemez. Hiçbir şeyi keşfetmeyen insan kördür ve daima kör kalır. Bu anlayıştan hareketle birey ve toplum başta olmak üzere bütün temel kurumlar ve kurumları yönlendiren değerler sorgulanmaya başlamıştır.

Dönemin en önemli özelliği doğa bilimlerinin incelenmesine ağırlık verilmesidir. Ayrıca dinler arasındaki farklılıkların doğmalardan kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Dogmalardan kurtularak dinin ilk halini akıl yoluyla varılacağına inanılmaktadır. Devlet düzeninde de doğal hukuk esas alınmak istenmiştir.  Aklı esas alan rasyonel bir kültür anlayışı ortaya koymuştur.

Aydınlanmanın Genel Özellikleri

  1. Din temelli açıklama sistemi yerini akıl temelli açıklamalara ve temellendirmelere bırakmıştır. Aklın ön plana çıkmasıyla birlikte eleştirel bir tutum gelişmiş önceki değer ve kurumlar sorgulanmıştır. Her şeyin yerine ölçü olarak Tanrı değil akıl konulmuştur.
  2. İnsan ve kültür sorunları düşüncenin başlıca konusu olmuştur.
  3. Metafizik düşünceler üretmek yerine duyumlar ve deneye dayanan düşünceler hakim olmaya başlamıştır.
  4. Toplum hayatını belirleyen devlet ve din gibi kavramlar araştırılmıştır.
  5. Teorik tartışmalar toplumun geniş bir kısmı tarafından takip edilmeye başlanmış ve buna bağlı olarak toplumsal bilinç artmıştır.
  6. Edebiyatın bu konuları işlemesi toplumun geniş kesimlerine iletilmesini sağlamıştır.

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir