Coğrafi Keşifler
Coğrafi keşifler genel olarak 15. ve 16. yüzyıllarda gerçekleştirildi. Bu dönemde Avrupalı denizciler, yeni yollar arayarak doğu ülkelerine ulaşmak istiyordu. Bu yolları ararken de farklı topraklara rastladılar. Bu toprakların bazıları daha önce hiç görülmemişti. Örneğin, Kolomb Amerika’yı keşfetti ve Vasco da Gama, Doğu Afrika’ya giden bir deniz yolunu keşfetti.
Coğrafi Keşiflerin Nedeni
Bu keşiflerin ardında güçlü nedenler vardı. Avrupa’daki ülkeler, Hindistan, Çin ve Japonya ile ticaret yapmak istiyorlardı. Ancak bu ülkelere gitmek için kara yolu kullanmak zordu ve tehlikeliydi. Ayrıca, İslam dünyası üzerinden yapılan ticaret de oldukça pahalıydı. Bu nedenle, yeni deniz yolları açmak ve ucuz ticaret yapmak için arayış içine gireceklerdi. Osmanlıların İstanbul’un fethinden sonra da başarılı bir şekilde genişlemesi Batı Avrupa’nın ilk denizaşırı imparatorluğu olan Venedik’in sonunu getirdi. Ancak bu olayın önemli ve uzun süreli başka bir sonucu oldu. Avrupalı devletler artık gözlerini Akdeniz’in dışına çevirdi. Böylelikle büyük coğrafi keşiflerin gerçekleşmesinin tarihi bir rastlantı olmadığı açıkça gözüküyor.
Coğrafi keşiflerin sonucunda, Avrupalılar yeni kültürlerle tanıştılar ve dünya haritası büyük ölçüde değişti. Avrupalılar, Amerika, Afrika ve Asya gibi kıtalarda koloniler kurmaya başladılar ve yerel halklarla etkileşime geçtiler. Bu etkileşimler, dünya tarihindeki en büyük güç kaymalarından bazılarına neden oldu ve modern dünyanın temelleri atıldı.
Coğrafi Keşiflerin Başlaması
İspanyollar ve Portekizliler denizlerdeki faaliyetlerini güçlendirmeye başladı. Bundan dolayı da karşı karşıya gelen bu iki devlet Papalığın Atlas Okyanusu’nu hayali bir çizgiyle ayırıp ikisini de farklı yollardan göndermesiyle sorun çözüldü. Bu durum hem keşiflerin aksamasını engellediği gibi hem de Papalık otoritesini güçlendirmiştir. Papalık Portekiz’i doğuya İspanya’yı batıya yönlendirdi ve bu seyahatler sonucunda dünyanın yuvarlak olduğu tekrar ispatlanmıştır.
1492’de Kristof Kolomb İspanya Kraliçesi Isebella’dan aldığı destekle Antil adalarına varınca Hindistan’a vardığını sandı. Burada karşılaşılan yerli halk ile Kolomb’un kişiliğinden dolayı ilk etapta dostça ilişkiler kuruldu. Adanın misafirlerinin ilk işleri bir kilise kurarak misyonerlik faaliyetleri yürütmek oldu.
Kolomb’dan sonra gelen yeni fatihler (Conquistador) Amiral Cortes, Barbao ve Pizarro kardeşler bunlar tarihin gördüğü en barbar işgalci insanlardı. Niyetleri yerlilerin değersiz gördükleri ve törenlerde kullandıkları altın ve gümüşü Avrupa’ya göndermekti. İlk etapta orta ve Güney Amerika işgale başlandı. Burada krallar da dahil olmak üzere bütün yerlileri köleleştirip madenlerde kötü şartlarda acımasızca çalıştırdılar. Kıtadaki 50 milyon nüfus 5 milyona düşmüş bunun en büyük neden kötü koşullar ve frengi hastalığıdır. Nüfusun azalmasıyla ihtiyaç duyulan iş gücü zenci kölelerin buraya taşınmasıyla kapatılmaya çalışılmıştır.
Doğu’ya yönelen Portekizler ise Hindistan’a varmayı başarıp burada koloniler kurdu. Bunu başka devletler de takip etti. Daha sonra da sesiz sedasız İngiliz yayılması başladı ve yavaş yavaş bütün Hindistan’ı diğer ülkeden temizleyerek ele geçirdi.
Coğrafi keşifler, sadece ticaret ve kolonicilik alanında değil, aynı zamanda bilimsel keşiflerde de büyük ilerlemelere yol açtı. Denizcilik teknolojisi, gemi inşa teknikleri, navigasyon yöntemleri ve haritalama teknikleri geliştirildi. Ayrıca, botanik, zooloji ve astronomi gibi alanlarda da büyük keşifler yapıldı.
Ancak coğrafi keşiflerin diğer bir yönü de olumsuz sonuçlara neden oldu. Yeni dünyalara yapılan işgal ve sömürgeleştirme, yerli halklar için yıkıcı sonuçlar doğurdu. Onların kültürleri yok edildi ve köleleştirildiler. Bu, bugün bile dünya genelinde hala hissedilmekte olan sosyal, politik ve ekonomik sorunların kaynağı olmuştur.
Sonuç olarak, coğrafi keşiflerin hem pozitif hem de negatif etkileri vardır. Dünya tarihindeki en büyük olaylardan biri olarak kabul edilir ve modern dünya tarihinin çok önemli bir bölümünü oluşturur.