Küçük Kaynarca Antlaşması
Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya İmparatorluğu arasında imzalanan bir antlaşmadır. Antlaşma, 21 Temmuz 1774 tarihinde Küçük Kaynarca’da imzalanmıştır ve Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflamasına işaret etmiştir.
Ruslara karşı daha fazla mücadele etmenin faydasızlığı anlaşılınca 21 Temmuz 1774’de Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. Antlaşmanın amacı, Rusya’nın Kırım Hanlığı’na müdahale etme hakkını tanımak, Osmanlı İmparatorluğu’na askeri yardım yapma hakkını vermek ve Karadeniz’de ticari haklar elde etmekti. Ayrıca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu Akdeniz’deki limanlarından geçiş hakkı elde etti.
Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu’nun güçsüzlüğünü gösteren bir belge olarak kabul edilir. Antlaşmanın şartları, Osmanlı İmparatorluğu’nun sonraki yıllarda Rusya karşısındaki pozisyonunu daha da zayıflattı ve yıkıcı sonuçlara yol açtı. Bu antlaşma Osmanlı Devleti’nin o tarihe kadar ki imzaladığı şartları en ağır antlaşma idi. Ruslar, Osmanlı iç işlerine karışma imkanı bulmuş, halkı Müslüman olan Kırım kaybedilmiş, Karadeniz Türk gölü olmaktan çıkmıştı. Üstelik devlet ilk defa savaş tazminatı ödemek zorunda kalıyordu.
Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra Osmanlı ve Rusya arasında kalıcı bir barış sağlanamadı. Rusya Kırım’ı kendisine bağlamak istiyordu. Kırım’da Osmanlı’nın atadığı, III. Selim Giray Han ile Rusların Han olarak seçtikleri Şahin Giray arasında bir iç savaş çıktı. Yaşanan bu gelişme üzerine olası Osmanlı-Rus harbinin önüne geçmek için Aynalı Kavak Tenkihnamesi imza edildi. Buna göre Ruslar Kırım’dan askerlerini çıkartacak, Osmanlı ise Şahin Giray’ın Kırım’daki idaresini kabul edecekti. Ancak Kırım halkının Şahin Giray idaresini istememesi üzerine ortaya çıkan isyanı bastırmak için Ruslar Kırım’ı işgal etti.
Küçük Kaynarca Antlaşması’nın Nedenleri
Küçük Kaynarca Antlaşması’nın nedenleri, Osmanlı Devleti ve Rus İmparatorluğu arasındaki siyasi, askeri ve ekonomik faktörlerden kaynaklanmaktadır. İşte bu antlaşmanın nedenlerinden bazıları:
- Osmanlı Devleti’nin zayıflaması: 18. yüzyılın ortalarında Osmanlı Devleti, iç sorunlarla boğuşuyor ve topraklarında isyanlar ve ayaklanmalar yaşanıyordu. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin askeri gücünü ve siyasi etkisini zayıflattı. Rus İmparatorluğu ise bu durumu fırsat bilerek, Osmanlı topraklarına müdahale etmek istedi.
- Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Devleti’nden bağımsızlık isteği: Kırım Hanlığı, Osmanlı Devleti’ne bağlı bir vasal devletti. Ancak, Kırım Hanları, Osmanlı Devleti’nin zayıflamasını fırsat bilerek bağımsızlık isteğiyle Rusya’ya başvurdu. Rus İmparatorluğu da bu durumu değerlendirerek Kırım’ı Osmanlı Devleti’nden koparmak istedi.
- Rusya’nın genişleme politikası: Rus İmparatorluğu, Karadeniz’e ve Balkanlara olan ilgisini artırmıştı. Bu bölgedeki Osmanlı topraklarına müdahale etmek ve etki alanını genişletmek istiyordu. Küçük Kaynarca Antlaşması, Rusya’nın bu genişleme politikasının bir sonucu olarak ortaya çıktı.
- Osmanlı Devleti’nin Hristiyan azınlıklara yönelik baskıları: Osmanlı Devleti, Hristiyan azınlıklara karşı baskıcı politikalar izliyordu. Bu durum, Rus İmparatorluğu’nun Hristiyanları koruma ve etki alanını genişletme bahanesi olarak kullanmasına yol açtı. Rusya, Osmanlı Devleti’ni Hristiyan azınlıklara karşı daha hoşgörülü olmaya ve haklarını korumaya zorlamak istedi.
Bu nedenler, Küçük Kaynarca Antlaşması’nın imzalanmasına yol açan faktörlerdir. Antlaşma, Osmanlı Devleti’nin zayıflamasının ve Rusya’nın genişleme politikasının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Küçük Kaynarca Antlaşması’nın Önemli Maddeleri
Küçük Kaynarca Antlaşması’nın önemli maddeleri şunlardır:
- Rusya İmparatorluğu, Kırım’ı Osmanlı İmparatorluğu’ndan bağımsız bir devlet olarak tanıdı.
- Rusya, Kırım Hanlığı’na herhangi bir saldırı durumunda askeri yardım yapma hakkını elde etti.
- Osmanlı İmparatorluğu, Rusya’ya Karadeniz’de ticari haklar tanıdı ve Rus gemilerine Karadeniz’deki limanlarında serbest geçiş hakkı verdi.
- Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa katılması durumunda, Osmanlı İmparatorluğu’na askeri destek sağlama ve topraklarını koruma hakkına sahip oldu.
- Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik herhangi bir saldırı ile karşılaştığında, Osmanlı İmparatorluğu’nun yardım etme zorunluluğu vardı.
- Antlaşma, Rusya’nın Ortodoks Kilisesi’nin kontrolü altındaki Hristiyanların din özgürlüğünü garanti ediyordu.
Küçük Kaynarca Antlaşması’nın Önemi
Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Bu antlaşma, Osmanlı Devleti ile Rus İmparatorluğu arasında 1774 yılında imzalanmıştır. Peki, Küçük Kaynarca Antlaşması’nın önemi nedir?
- Osmanlı Devleti’nin ilk modern antlaşması: Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin Batı tarzı modern antlaşmalar yapma sürecinin başlangıcını temsil eder. Bu antlaşma, Osmanlı Devleti’nin geleneksel diplomasi anlayışından uzaklaşarak, uluslararası hukuka dayalı bir antlaşma yapma yolunda attığı önemli bir adımdır.
- Osmanlı-Rus ilişkilerinde dönüm noktası: Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı Devleti ile Rus İmparatorluğu arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktasıdır. Antlaşma, Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya karşı askeri ve siyasi üstünlüğünü kaybettiği bir dönemde imzalanmıştır. Bu antlaşma, Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya karşı daha zayıf bir konuma düştüğünü gösterir.
- Kırım’ın bağımsızlığı: Küçük Kaynarca Antlaşması, Kırım Hanlığı’nın bağımsızlığını tanıyan bir antlaşmadır. Bu antlaşma ile Kırım, Osmanlı Devleti’nden ayrılarak Rus İmparatorluğu’na bağlanmıştır. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin Kırım üzerindeki etkisini azaltmış ve Rusya’nın bölgedeki nüfuzunu artırmıştır.
- Azınlık hakları: Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı Devleti’nde yaşayan Hristiyan azınlıkların haklarını güvence altına alan bir antlaşmadır. Bu antlaşma ile Hristiyan azınlıklar, dini ve sosyal haklarını koruma altına almıştır. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin dini ve etnik çeşitliliğini kabul ettiğini gösterir.
Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin zayıflamasının ve Rusya’nın yükselişinin bir göstergesi olarak kabul edilir. Bu antlaşma, Osmanlı-Rus ilişkilerindeki dengeleri değiştirmiş ve Osmanlı Devleti’nin geleceği üzerinde önemli etkileri olmuştur.