Nizam-ı Cedid
Nizam-ı Cedid, Osmanlı İmparatorluğu’nun 18. yüzyılda gerçekleştirdiği bir askeri reform hareketidir. Bu hareket, Osmanlı ordusunun modernleştirilmesi ve Batı tarzı disiplin ve eğitimin benimsenmesi amacıyla başlatılmıştır. Nizam-ı Cedid, Osmanlı Türkçesinde “Yeni Düzen” anlamına gelir ve bu reformlar III. Selim döneminde (1789-1807) gerçekleştirilmiştir.
Nizamı Cedid hareketi, Osmanlı Devleti’nin askeri gücünü artırmak ve Batı’daki askeri yeniliklere ayak uydurmak amacıyla başlatılmıştır. Bu reformlar, Avrupa’daki askeri teknoloji ve taktiklerin Osmanlı ordusuna entegre edilmesini hedeflemiştir. Bunun için, askeri eğitim ve disiplin önemli bir rol oynamıştır.
Nizamı Cedid Ordusu’nun kurulmasıyla birlikte, askerler modern taktikler, silah kullanımı ve savaş stratejileri konusunda eğitim almıştır. Ayrıca, geleneksel Osmanlı silahları yerine modern silahlar kullanılmaya başlanmıştır. Topçu birlikleri modern top sistemlerini kullanmış ve yeni askeri birimler oluşturulmuştur.
Bu reform hareketi aynı zamanda merkeziyetçilik ilkesini de benimsemiştir. Harbiye Nezareti (Savaş Bakanlığı) kurularak, askeri komuta ve kontrol merkezi oluşturulmuştur. Yabancı askeri danışmanlar da Osmanlı ordusuna katılarak, modern askeri bilgi ve deneyimlerini aktarmıştır.
Ancak, Nizam-ı Cedid hareketi zamanla bazı zorluklarla karşılaşmıştır. Muhalefet, mali sıkıntılar ve dış baskılar, reformların tam anlamıyla başarıya ulaşmasını engellemiştir. Bununla birlikte, Nizam-ı Cedid hareketi Osmanlı Devleti’nin modernleşme çabalarının bir parçası olarak önemli bir yer tutmuştur.
Nizam-ı Cedid Kavramı
Nizam-ı Cedid kavramına Viyana’ya elçi olarak gönderilen Ebubekir Ratip Efendi’nin padişaha sunduğu arz yazısında ilk kez rastlanmıştır. Genel olarak ordudan başlamak üzere devletin bütün alanlardaki reform çabasını ifade eder. Kavram iki anlamda kullanılmıştır dar olan anlamıyla Avrupa usullerini esas olan yeni bir askeri sınıfın adı olarak ifade edildiği gibi geniş anlamıyla da o dönemde yapılan tüm ıslahatları ifade etmek için kullanılmıştır.
Rusya ve Avusturya’ya karşı yapılan savaşlarda devletin bu köhneleşmiş yapısıyla Avrupa karşısında varlığın devam ettiremeyeceği anlaşılmış. Bu nedenle devleti ayakta tutan tüm kurumlarda düzenlemeye gidilmesi gerekliliği anlaşılmış. İşte bu ortam Nizamı Cedid sürecinin başlamasına zeminini hazırladı.
Nizam ı Cedit hangi padişah dönemine verilen isimdir?
Nizam-ı Cedid, III. Selim dönemine verilen bir isimdir. III. Selim, 1789-1807 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun tahtında bulunan bir padişahtır. Nizam-ı Cedid Ordusu’nun kuruluşu ve reform hareketleri, III. Selim’in döneminde gerçekleşmiştir. III. Selim, modernleşme çabalarıyla tanınan bir padişah olarak bilinir ve Nizam-ı Cedid hareketiyle Osmanlı ordusunu modernize etmeye çalışmıştır. Ancak, reformlarının bazı zorluklarla karşılaşması ve muhalefetle karşılaşması nedeniyle hedeflerine tam anlamıyla ulaşamamıştır.
Nizam-ı Cedid Yenilikleri
Nizam-ı Cedid Ordusu’nun kurulmasıyla birlikte bir dizi yenilik hayata geçirildi. İşte Nizam-ı Cedid’in getirdiği bazı önemli yenilikler:
- Eğitim ve Disiplin: Nizam-ı Cedid Ordusu, Batı tarzı askeri eğitim ve disiplini benimsedi. Askerler, modern taktikler, silah kullanımı ve savaş stratejileri konusunda eğitim aldı. Disiplin kuralları sıkı bir şekilde uygulandı ve askerlerin düzenli bir şekilde eğitim almaları sağlandı.
- Yeni Silahlar ve Teknoloji: Nizam-ı Cedid Ordusu, geleneksel Osmanlı silahları yerine modern silahlar kullanmaya başladı. Avrupa’dan satın alınan tüfekler, topçular ve diğer modern silahlar ordunun donanımını güçlendirdi. Ayrıca, topçu birlikleri modern top sistemlerini kullanmaya başladı.
- Yeni Askeri Birimler: Nizam-ı Cedid Ordusu, geleneksel Osmanlı askeri birimlerinin yanı sıra yeni birimler de oluşturdu. Bunlar arasında piyade, süvari ve topçu birimleri bulunuyordu. Bu yeni birimler, daha etkili ve esnek bir şekilde savaşabilmek için düzenlendi.
- Merkeziyetçilik: Nizam-ı Cedid Ordusu, merkeziyetçi bir yapıya sahipti. Askeri komuta ve kontrol merkezi olan Harbiye Nezareti (Savaş Bakanlığı) kuruldu. Bu sayede, ordunun daha etkin bir şekilde yönetilmesi ve koordinasyonun sağlanması amaçlandı.
- Yabancı Danışmanlar: Nizam-ı Cedid Ordusu’nun kurulması sürecinde, Osmanlı Devleti yabancı askeri danışmanlardan faydalandı. Özellikle Fransız ve Prusyalı subaylar, Osmanlı ordusuna modern askeri bilgi ve deneyimlerini aktardı. Bu danışmanlar, eğitim ve reform sürecinde önemli bir rol oynadı.
Nizam-ı Cedid Ordusu’nun getirdiği bu yenilikler, Osmanlı Devleti’nin askeri gücünü artırmak ve modernleşme çabalarını desteklemek amacıyla hayata geçirildi. Ancak, bu reformlar zamanla bazı zorluklarla karşılaştı ve tam anlamıyla başarıya ulaşamadı.
Nizam-ı Cedid Ordusu
Nizam-ı Cedit hareketi Sultan Selim ile özdeşleşmiştir. III. Selim bizzat şehzadeliği sırasında devletteki bozuklukları yaşayarak gördü. Bununla birlikte şehzadeliğinde Fransa’da yaşananları yakında takipte etmekteydi. Tahta geçtikten sonra Yaş Antlaşması’nın getirdiği barışın ardından Sultan Selim ıslahat hareketlerine yöneldi. Özellikle mağlubiyetlerin sorumlusu olarak gördüğü yeniçeri ocağını düzene sokmaya çalıştı. Bunun dışında yeni usul asker anlamına gelen Nizam-ı Cedit adlı askeri örgütünü kurdurdu. Bu ıslahatın mali giderlerini karşılaması amacıyla İrad-ı Cedid Hazinesi adıyla yeni ve bağımsız bir bütçe oluşturuldu.
Bu dönemde yapılan diğer yenilikler olarak şunlar dikkatimizi çekmektedir: Resmi olarak Fransızca, Osmanlı Devleti’nin yabancı dili olarak kabul edildi. Osmanlı tarihinde ilk kez daimi elçilikler Londra, Viyana, Paris, Belgrad açıldı. Mühendishaneyi Berri Hümayun açıldı Mühendishaneyi Bahri Hümayun ise geliştirildi. Lağımcı, topçu, humbaracı ocakları ıslah edildi. Donanma ve tersaneler geliştirildi.
Islahat hareketinin başarısız olmasında çeşitli etkenler söz konusudur. Bir kere dışarda devlet sürekli büyük devletlerle mücadele halinde idi. İçerde ise reformlar halka dayandırılamıyordu. Osmanlı halkı Avrupa’daki toplumlar gibi reformları benimsememişti. Islahatlarda ilham alınan Fransa’nın da Mısır’a saldırması durumu iyice zora sokmaktaydı. Üstelik bazı devlet ileri gelenleri kendi menfaatleri ile uyuşmadığı için reformları karşıydı işte bu kesimin yeniçerileri kışkırtması ve III. Selim’in de gerekli baskıyı kuramaması ıslahatları sonlandıran ve Selim’i tahtan indiren süreci getirdi.