Reformasyon
Reformasyon, 15. ve 16. yüzyıllarda Avrupa insanının din alanındaki düşüncelerinde ortaya çıkan, Rönesans’tan ayrı düşünülemeyecek bir kavramdır.
Reformasyon Avrupası
Avrupa; karanlık bir dönem olan skolastik düşünce zihniyetinde kızıl saçlı kadınlar, toplum içinde ilginç davranışlarda bulunan insanların idam edildiği bir dönem yaşıyordu. Kilise Hristiyanların ruhani önderi olacağı yerde, varlıklı ve dünyevi bir prens haline gelmişti. Bu duruma tabii bir tepki olarak 15. yüzyıla gelindiğinde kilise, insanların vicdanlarında sahip olduğu yeri yitirmeye başladı. Aslında bu durum kilisenin manevi sınırlandırmalarına, iddia ettiği genel hükümranlığına ve koyduğu vergilere karşı bir çıkıştı.
Reformasyon ve Martin Luther
Hristiyanlar dini konulardaki sorularına cevap bulmak için gelenekleri gereği sorularını kilise kapılarına asarlardı. İşte Martin Luther’in astığı sorular da Reformasyon sürecinin başlangıcı kabul edildi. Luther’in amacı İncil’den çıkarılacak ilkeler üzerinden yeni bir kilise yaratmaktı. Almanya’da başlamasının en önemli nedeni de okuma yazma oranının yüksek olduğu bir yer olmasında gizlidir. Ayrıca önemli olarak İncilin Almancaya çevrilmesi Kilisenin bilgi tekelinin kırıldığının göstergesiydi.
Reformasyon hareketinin sonucunda Papalık dünyevilikten uhreviliğe çekilerek seküler bir düşünce yapısının önünü açtı. Kilisenin kendine düzeltme hareketi doğrultusunda Aziz Loyola önderliğinde “Cizvit” tarikatı kuruldu. Avrupa’da mezhep birliği bozuldu ve yeni mezhepler ortaya çıktı. Başka bir ifadeyle Protestanlık ortaya çıktı. Bu da “Peace of Westphalia” ya kadar çeşitli isimlerle anılan din savaşlarının başlamasında neden oldu.